Sanatçı
İSMAİL HAZAR'la Son Albümünü ve Kahramanmaraş'ı Konuştuk.
İsmail Hazar, çocukluk
çağlarımda, “Size Selam Getirmişem” parçasını ezberlediğim, ta o zamanlardan
beri şarkılarını dinlediğim bir sanatçıydı, uzun zamandan bu yana bir röportaj
planlıyordum nihayet ramazan ayında kısmet oldu. Madem röportajı Kahramanmaraşlı
bir sanatçı ile yapıyoruz o zaman tanıdık bir mekan olsun dedim ve
Kahramanmaraşlı işadamı Bilal Ardıç’ın büfelerinin Merter şubesinde iftarı
beraber yapalım, peşinden de röportajı yaparız diye sözleştik…
İlk kasetinizi ne zaman yaptınız?
İlk kasetimi 1983 yılında yaptım, Adı “Size Selam Getirmişem” o zaman 2 milyon
satmıştı. Kasete adını veren parça Size Selam Getirmişem isimli eserdi, yer gök
onu dinliyordu ama kimse beni tanımıyordu, öyle bir kasetti.
Kasetinizi
2 milyon adet sattıran bu eser peki nasıl meydana geldi?
Bir gün radyo dinliyorum, tek göz bir odada kalıyoruz, radyoda bu türküyü Azeri
bir sanatçının sesinden duydum melodi beni büyülemişti, sonra aldık onu okuduk
biraz farklılaştırdık güzel oldu.
Bu şarkınız 1980’li yıllarda bir siyasi partinin seçim
çalışmalarında kullanılmıştı, siyasetle ilişkiniz var mı?
Benim hiçbir zaman siyasetle işim olmaz, ama iyi bir sanatçı siyasetten uzakta
durmamalı, çünkü ülkenin kaderi ve yapılan tercihler siyasi nüfuzla
belirleniyor. Demokrasinin kanunları gereği siyaset ve siyasetçi her zaman
olacaktır, önemli olan, doğru siyasetçilerin doğru siyaset yapmasıdır, çalan
çırpan ve hep götüren zihniyet, siyasetle hiçbir şekilde bağdaşmaz.
İyi bir sanatçı önemli bir siyasetçiden her zaman daha etkilidir.
Anadolu’dan çıkan sanatçıların genelde yürek sızlatan,
hazin hikayeleri vardır, sizin de böyle bir hikayeniz var mı?
Lise çağına kadar kendi memleketimizde okuduk, heykeltıraş ve çiftçi bir babanın
oğlu olarak, maddi sıkıntı içinde değildik, ama İstanbul’a üniversiteyi okumak
için geldiğimde, aslanı kediye boğduran kente geldiğimde, sorunlar sağımızda
solumuzda yığınlaydı, ama şükür ki, geçen 25 senenin ardından, en büyük servet
dediğim dostlarım, toplumsal kredimiz, ve de yüklendiğimiz misyonla, bir insan
olarak, bir sanatçı olarak, bir Maraşlı olarak, mütevazi ölçülerde hayatımızı
devam ettiriyoruz.
Lisans eğitiminizi ne
üzerine aldınız?
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar mezunuyum, grafik ve resim üzerine
eğitim aldım. Ayrıca konservatuar klasik Türk müziği mezunuyum.
Genelde Türkücüler akademik eğitim almamış kimseler,
çoğu ilköğrenim veya ortaöğrenim görmüş sadece, bunun size bir avantajı oldu mu?
Akademik eğitim, toplumda kendini tanıman, tanımlaman, kendi yerini doğru
koymanda çok önemlidir. Ama üzücü olan odur ki yıllardır Türk hak müziğini,
otantik ölçülerde yapıp, tek sazlılıkta bunu icra eden kişilerin dışında
popülarite boyutunda bir parça da bu içi lümpenleştiren kişilere türkücü sıfatı
kondu, ( Bunlar hep bağrı açık, bir parça cehaleti kendine tarz seçen bir
duruştu) Ama Türk halk müziğini çağdaş bir noktaya taşıyıp akademik kimliğinle
onu topluma farklı şekilde sevdirme şansım da vardı, biz bunu yapmaya çalıştık.
Tabiî ki çıktığın bir sahnede yada herhangi bir televizyon programında gerek
söylediklerin gerek duruşun hele hele gerçek sanatçı olmak noktasındaki
misyonunla verdiğin mesajlarda akademik eğitim çok önemli ve farkını belirgin
bir şekilde koymaktadır. Bir şeyleri armut gibi seyretmektense meselenin ta
içinde kendini görüp katılarak, sebep ve sonuç ilişkilerinde belirleyici
olmalısın, zaten bunu yapamıyorsan sanatçı da değilsin.
Ulu önder Atatürk'ün bir sözünü hatırlatmalıyım, “Herkes her şey olabilir
astronot, doktor, veya reisicumhur ama sanatçı asla.” Burada Allahın size
lütfettiği, bağışladığı güzel ses güzel kişilikle toplumun önünde üreten ve
sorumluluğun bilincinde olan bir insan olarak, sanatçı kimliğinle doğru mesajlar
veren ve örnek kişi olan adamdır.
O kadar ilkokul mezunu türkücünün arasında iki
üniversite bitirmiş biri olarak, eğitim farkınızdan dolayı türkü camiasında
dışlandınız mı?
O tarz ortamda, bir parça dışlıyorlar komplekslerinden ötürü ve kendinden farklı
buldukları için dışlıyorlar ve benim kişiliğim onları hakir görmek olmadığı için
ciddi bir sıkıntı yaşamadım, sonuçta herkes kendi işini yapmalı.
Yakın zamanda çıkardığınız son kasetiniz Zay Oldu’dan bahseder misiniz?
Kasetimizi Ağustos ayında çıkardık, bu 15. albümüm, adı Zay Oldu. Kaset ismi,
kaset içerisinde seslendirdiğim bir türkünün ismi olduğu için oldu. Kaset 14
eserden oluşuyor, 2 yıllık bir çalışmanın ürünü. Kasetimin bütün masraflarını
kendim yaptım.
Zay Oldu türküsüne klip çektik, sırada ikinci klibimiz var, dağıtımı Maraşlı
şirketimiz Deka’ya verdik, dostlarımızdır memleketimizin bir şirketidir,
birlikte bu güzellikleri paylaşalım dedik ama, dağıtımda ne kadar görevini tam
olarak yapıyor bu tartışılır. Çünkü kasetimiz yok satıyor hiçbir yerde
bulamıyoruz, ama inşallah bu sorunu da aşacağız. :)
Son
kasetinizi bundan 5 sene önce çıkarmıştınız, bugüne kadar 15 kaset yapan birisi
olarak bu ara çok değil mi?
Piyasadaki kaostan, piyasanın karmaşasından ötürü ve piyasadaki belirsizlikten
ötürü, bir sonraki albüme hazırlanmamız geç oldu. Kasetin tüm masraflarını
kendim yaptım, son 2 yılı çok yoğun bir çalışma ile geçti.
Kasetinizde Maraş Yöresinden neler var?
Özellikle Merik’i okuduk, çünkü bununla alakalı biz dizi projesi var. Aranjesini
de ona göre hazırladık.
Size Selam Getirmişem’den başka topluma mal olmuş baksa
hangi şarkılarınız var?
Çok, mesela, arama beni, kara dutum, çatal karam, ve yine sevdam, az bana, iki
gözüm iki çeşme, hazar, ve son albümdeki türküm Zay Oldu.
Tekrardan bu şarkılarla bir albüm yapmayı düşünüyor
musunuz?
İleriki zamanlarda olabilir şu an için düşünmüyoruz.
Bildiğimiz kadarıyla sinema filmleri de çevirdiniz?
Daha sonra bu projelere niye ara verdiniz?
Ben bir aktör değildim, ama her dönem müzikal değerleri kapsayan bu tarz görsel
şeyler yapılmıştır, ona benzer gelen teklifleri doğru bir proje olması
noktasında olumlu baktım, sonra da kısmet olmadı ama bu olmayacak anlamında
değil.
Toplam da kaç film çevirdiniz?
3 film çevirdim, Hasretim, Umutsuzlar, ve Merik.
Kahramanmaş doğumlu biri olarak, bugün için kent ile
irtibatınız devam ediyor mu?
Kesinlikle. İstanbul’da yaşayan her Maraşlıdan daha çok ziyaret ediyorum
memleketimi, bazen haftada bir bazen ayda iki defa gidiyorum.
Yakın zamanda Kahramanmaraş’ta bir konser projeniz var
mı?
Sık sık gidip geldiğimiz için, bir çok organizasyona katılıyoruz.
Maraşspor’a desteklerde bulunduğunuzu biliyoruz, bu
konuda neler söylemek istersiniz?
Marasspor için hiçbir kuruş karşılık beklemeden marş yaptık, gerek güfte olarak
gerek melodi olarak, 4 büyüklerin bile bu tarz bir marşı yok.
Cd’sini çoğaltıp Maraşspora gelir amaçlı hazırladık, tüm masraflarını bizzat
kendim karşıladım, hatta grafiker olduğum için tasarımını da kendim yaptım,
bunun heyecanını yaşadım.
Marşımız dolayısıyla, bunun için bir konser düzenledik, konserde bu parçayı
seslendirip, cd’nin de aynı ortamda satışını yapmayı ve Maraspor’a gelir
getirmesini hedefliyorduk, konser sonunda susadım ve cd satan çocuklardan
birinden su istedim, sağolsunlar getirdiler, merak ettiğimden sordum “hasılat
iyi mi? takıma yeterince gelir elde edilebildi mi? cd satışları nasıl?” diye su
getiren çocuğa. Bana “abi 1 tane satıldı onun parasına da sana getirdiğim 2 tane
suyu aldım” dedi.
Maraş’ı ve Maraşlıları çok seviyorum ama iş para konusuna gelince,
hemşerilerimiz ne yazık ki biraz işgüzar, iş faaliyete gelince herkes 10 adım
uzaktan seyrediyor her şeyi.
Ama şartlar ne olursa olsun, Maraş’ı sevmeme hiçbir şey engel değildir, oraya
gittiğimde İstanbul’u 1 saniye bile özlemiyorum
Madem Kahramanmaraş’ı bu kadar çok seviyorsunuz, ne
için İstanbul'da yaşıyorsunuz?
Maraş’ta kaset yapamam, Maraş’ta faaliyetlerimi orada yürütme şansım yok. Buna
rağmen çok gidiyorum Maraş’a. Bazı sanatçılar var hatırlamazlar bile
memleketlerini, bu işi profesyonelce yapan birinin orada yaşama sansı yok,
Mesleğimle ilgili, İstanbul’da yaptığım işimin onda birini Maraş’ta yapabilme
şansına sahip olsam buraya bir gün bile gelemem, yoğun nüfusun alabildiğine
kirlenmişliğin, hırsızlığın, kapkaçın evimizin içinde bile bizi tehdit ettiği
dönemde burada yaşamanın ne anlamı var ki?
Mesela bu yaz Maraş’a çok gittim, 2 günlüğüne gidiyorum 3 hafta sonra geliyorum,
hele aşağıda sıcaklık 46 derece iken, yaylalarda montla oturmak baksa bir keyif,
doğal ve otantik güzelliğiyle Maraş çok özel bir kent, suyu, yolları. İnsanımız
iyi be…
Son olarak sitemiz ile ilgili Kentmaraş okurları ile
neler paylaşmak istersiniz?
Kentmaraş internet sitesi, uzun yıllardır kentimizi tanıtması ve gençlerimizi
bir arada tutması yönüyle çok faydalı bir site, kardeşim de yine bu sitenin bir
üyesi. Bu tür sitelerin artması, yaygınlaşması kentimiz adına büyük bir kazanım.
Tüm hemşerilerimi sizin vesilenizle sevgiyle selamlıyorum.
Röportaj: Ömer ARIKAN
242
kez okunmuştur.